User:Degirmenderekoyu
Çorum/Alaca/Degirmendere köyü Tarihçesi [ Www.DegirmenDereKoyu.Org - Katkılarıyla ]
1-HİTİTLER DEVRİ ; Köyümüz hududu içersinde bulunan tarihi kalıntılardan;
1- Kırkbadal 2- Kapılıkaya 3- Sultan yaylası denilen (kırkbadalın üstündeki düzlük) teki temel ve yerleşim yeri kalıntıları ve 4- Yatankavak ve Haydar köyü hududlarındaki iki höyük(tümülüs)de göstermektedir ki ,Burası Hititler tarafından bir yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
2-ROMA-BİZANS DEVRİ; Daha sonraları bölge Roma ve Bizans'ın denetimine geçmiştir.İslam fetihlerinden önce Hüseyin Gazi Türbe ve Külliyesinin bulunduğu yer bir Hırıstiyan Kilisesi olarak kullanılmaktadır. Kısacası Hüseyin Gazi külliyesi bir Roma kilisesinin üzerine sonradan inşa edilmiştir.Bundan başka köyümüz hududu içersinde ki Eskimezar,Yoncalık(taşlı tarla)denilen mevkilerden ve Dolay yoldaki kale kalıntıları da göstermektedir ki bölge Roma ve Bizans döneminde bir yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
3-İSLAM FETİHLERİ; Anadolu'nun Müslümanlar tarafından fethi sırasında Hüseyin ova denilen mevki değişik tarihi olaylara mekan olmuş. Battal gazinin ve oğlu Hüseyin Gazinin Destanlaşan olayları bölgeye damgasını vurmuş Bizans'la İslam orduları bu bölgede savaşmış şehityeri, şehitler mevkileri ve şehitlerin beldeki şehit Evliya denilen yatır, Battal gazinin ordusundan şehit olan erlere kucak açmıştır. Söğütözü köyündeki Hoy Hoy, Çomar Köyündeki Yılkıcı Baba (Battal Gazinin at bakıcısı) yine çomar köyündeki Battal Gazinin saklandığı Culfalık kayası denilen yerler bugün bile halk belleğinde söylence olarak yaşamaktadır.
4-SELÇUKLU VE BEYLİKLER DÖNEMİ; Türklerin Müslüman olmalarıyla birlikte Anadolunun İslamlaşmasını, Abbasi halifesi; Türklerden müteşekkil bir ordu kurarak Gerçekleştirmeye çalışmıştır.Selçuklularla birlikte Orta Asya ve horasandan gelen Türk ve Türkmen boyları Anadoluyu yurt tutmaya başlamışlardır. Orta Anadolu (Sivas,Amasya,Çorum,Yozgat)ya egemen olan Danişmendoğulları beyliği 1200 lü yıllarda beylik kurmuşlardır. Türkler buralarda bulunan yerli Ermeni ve Rumlarla yaşamaya başlamışlardır.
5-OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİ; 1300 yılında kurulan Osmanlı beyliği zamanla bütün beylikleri egemenliği altına alarak Anadoluda Türk birliğini sağlamış ve Çorum ve havalisi Bozok Sancağına bağlanmıştır(1500) bu yıllar Anadoluda özellikle orta Anadolu (Sivas,çorum,Yozgat) da devlete karşı Celali ve Kalenderi ayaklanmalarının yoğunlaştığı bir zamandır. 1700 lü yıllarla birlikte Yozgat'da Çapanoğulları, Sungurluda Sungur bey, Hüseyinabadta Mamaloğulları devletin temsilcileri durumundaydılar. 1700lü yıllara kadar Alaca (Hüseyinabad) nın köylerinin büyük bir kısmı kurulmuş değillerdi. Bu tarihten sonra Osmanlı Göçebe Yaşayan Türk ve Türkmenleri İskana tabi tutarak yerleşik hayata mecbur koşarak etkisizleştirmek istemiş ve köyler vücuda gelmeye başlamıştır.İşte bizim köyümüz gibi alaca (Hüseyinabad) nın bir çok köyüde 1700 lü yıllardan sonra oluşmaya başlamıştır.
DEĞİRMENDERE KÖYÜNÜN OLUŞUMU
Takriben 1750 yıllarından sonra ilk olarak Aydın tarafından geldikleri kabul edilen Alibaz kahyaoğulları Çınar ağacının üst tarafındaki düzlüğe gelip yerleşmişlerdir. İlerleyen tarihlerde burasının ulaşım açısından elverişsiz oluşu ve su sorunu yüzünden şimdiki köyün ilk başındaki yerlerine yerleşmişlerdir. Bunları Çorum Üçköyünden gelen Aşır kahyaoğulları ve diğerleri takip etmişlerdir.Köyün oluşum süreci 1750 lerde Alibaz kahyaoğullarıyla başlamış en son 1900 lü yıllarda sungurlunun Yazır köyünden Haydar Bozdağ, Çorumun Gelhayır köyünden Mehmet Girit ve Sungurlunun Gökçam(Karaözü) köyünden Ahmet ve İsmail Sağıtın köye yerleşmeleriyle köy oluşumunu ve bugünkü demografik yapısını tamamlamış bulunmaktadır.
01- ALİBAZKAHYAOĞULLAR (ÖZDEMİR) AYDIN dan(1750)
02- AŞIRKAHYAOĞULLARI (ÖZKAN) ÇORUM- ÜÇ KÖYÜNDEN
03- KAZAKOĞULLARI (AYDUĞAN) KAZAKİSTAN dan
04- AKDAĞLIOĞULLARI (GÖRGÜLÜ) YOZGAT - AKDAĞMADENİ
05- EMİROĞULLARI (ÖZTÜRK) SUNGURLU - ENEGAZİ
06- HALİLKAHYA OĞULLARI (AKKUŞ) ?
07- KELMUSAOĞULLARI (KARATAŞ) MANİSA
08- RABİYAGİL (SEÇER) MALATYA
09- EYÜBOĞULLARI (AYDUĞAN) MALATYA-HEKİMHAN-DARIYERİ
(GÜNDOĞAN) MALATYA-HEKİMHAN-DARIYERİ
10- HALİL-MEMİŞ (DEMİREL) ALACA-TEBERİK ÇİFTLİĞ 11- NEBİ-ÜSÜK (GÖRÜR) ALACA HÖYÜK 12- ÇOPURGİL (SEÇGİN) ? 13- ÇITIKLAR (UYGUN) ? 14- KARA MEHMETGİL (ÖZEÇ) ? 15- TIRANGİL (BOZDAĞ) ALACA-SÖĞÜTÖZÜ 16- MEMİŞGİL (GİRİT) ÇORUM-GELHAYIR 17- HAYDAR (BOZDAĞ) BOĞAZKÖY-YAZIR 18- AHMET SAĞIT (SAĞIT) SUNGURLU-GÖKÇAM (1930)
II. BİLGİ
Değirmendere köyü İlçenin güneyinde ve ilçe merkezine 5 km mesafededir. Yolu kısmen stabilizedir. 2000 yılı Nüfus Sayımına göre nüfusu 236 olup hane sayısı 47’dir. Köy, 200 sene önce Çorum’un Üçköyü’nden gelenler tarafından kurulmuştur. Buraya Aydın ve Malatya’dan gelip yerleşenlerde olmuştur. Evleri ahşaptır. Mezarlığı vardır. Telefonu ve suyu mevcut olup elektriği de 1981 yılında gelmiştir. Elektrik 1981 yılında gelmiş olup içme suyu vardır. Okulu 1968 yılında yapıldı. Taşımalı eğitim yapılmaktadır. Binbaşı, avukat, mühendis, öğretmen, müfettiş başta olmak üzere yaklaşık 30 memur yetişmiştir. Eskiyapar, Dedepınar, Yatankavak, Söğütözü ve Alaca ile komşudur. Köyün güneyinde 2000 dönüm kadar meşe ormanlığı vardır. Geçim kaynağı çiftçilik ve hayvancılıktır. Elma, armut,ceviz,erik ve kayısı az da olsa yetişmektedir. Yaklaşık olarak 18 hane de yurtdışında çalışmaktadır. Halen hayatta olmayan Hasan Aydoğan isimli köy sakinin İstiklal Savaşı madalyası vardır. Değirmendere Köyü Kalkındırma ve Yaşatma Derneği halen Ankara’da faaliyetlerini sürdürmektedir. (Kaynak:Yusuf Karataş, yaş 55, köy sakini Aşır Seçgin, yaş 43)
Yöresel Yemeklerimiz :
- ÇORBALAR
01- Toyga aşı
02- Çatal aşı
03- Düğül aşı
04- Katıklı aş
05- Herle
06- Sütlü aş
07- Aşır aşı (Aşure)
08- Cılbır
09- Tarhana
- YEMEKLER
01- Madımak
02- Livik
03- Keşkek
04- Tirit
05- Pıt pıtı (Domatesli pilo)
06- İçli köfte
07- Ekşili köfte
08- Yahni
- HAMUR İŞLERİ
01- Gilik (Mayalı)
02- Bişi (Kete)
03- Katmer (Saç üstü)
04- Bukmeli (İçli)
05- Bazlama
06- Cızlak
07- Erişte
08- Kül çöreği
09- Yanıç
10- Hasıda
11- Un helvası
Yöresel Deyimlerimiz :
Aba : Abla
Accık : Biraz Ağartı : Yoğurt Ahraz : Dilsiz Ânanmak : Yuvarlanmak (özellikle hayvanlar için) Badal : Merdiven Balak : Manda yavrusu Bayaktan : Biraz önce Bıldır : Geçen yıl Bibi : Hala Boyna : Devamlı Capcık : Lüzumsuz Cecim : Kilim Cılga : Yayaların yürüyebileceği dar patika yol Cıncık : Cam kırığı Cibicik : Alkış Comba : Erkek genç manda Cuvara : Sigara Cücük : Civciv Çalık : Ayağı sakat kişi Çalkama : Ayran Çapıt : Bez parçası Çeltek : Çoban yardımcısı Çirçici : Seyyar satıcı Çiğit : Meyve çekirdeği Çimmek : Yıkanmak Çöğdürmek : İşemek Çüt Sürmek : Karasaban ile tarla sürmek Dambaşı : Evin toprak çatısı Davar : Koyun Dıh : Bir şeyi içeri koymak (Hayvanları ahıra yerleştirmek) Dıhıs : Çamur Dombalak : Takla atmak Don-Köynek : İç çamaşırı Dulda : Esintisiz yer Duluk : Faul Ecik : Az Elekçi : Çingene Ellaham : Heralde Eşme : Suyun gözesi Evraaç : Ekmek evirilen ağaç Fistan : Elbise Garura : Karabasan Gınnap : Bir tür ip Gidik : Keçi yavrusu Gilik : Mayalı Girellik : Kiler Gucele : Zar zor Guşene : Tencere Gütmek : Hayvan otlatmak Hâbe : Çanta Hartıl : Sedir Hayat : Evin girişinde içinde tandırda olan büyük hol Hazzetmek : Hoşlanmak Heeri : Kişi sıfatı yerine kullanılır. Helke : Kova Hömermek : Kafa tutmak hüşümlenmek : Korkmak Işkın : Yeni süren filiz İlengir : Büyük düz pilav kabı İlistir : Kevgir İlletli : Hasta kişilere söylenir Kafa Kağıdı : Nüfus kağıdı Katmer : Kele : Kişi Sıfatı Kelem : Lahana Kelik : Gölgelik Keneflik : Tuvalet Kirik : Eşek yavrusu Kom : Koyunların (davarların) ahırı Köten : Öküzlerin çektiği pulluk Kumpür : Patates Lo taşı : Silindir taş Miltan : Gömlek Nörek : Ne yapalım Nörüyon : Ne yapıyorsun Öcbe : Aksi ve ters kişi Öllük : Köyde Çocukların altına konan sıcak toprak Pinnik : Kümes Postal : Lastik ayakkabı Sako : Ceket Sayfat : Avlunun girişindeki, yanları açık ve üstü kapalı yapı Sındı : Makas Sitil : Küçük bakraç Soyka : Çok kızılan şey Su sulamak : Tarlayı sulamak Sümsük : Yumruk Sürtmek : Boş gezmek Şikirsiz : Çirkin Şinevit : Üzüm teknesi, pekmez yapılır. Tavatır : Çok güzel Tavsır : Fotoğraf Tebelleş : Bulaşmak Temek : Hayvanların pisliğinin içeriden dışarıya atıldığı küçük pencere Tevellüt : Doğum tarihi Toplu : Pencere Tosbağa : Kaplumbağa Tuman : Don Üreleğin : Geçen gün Verep : Yokuş Yağlık : Mendil Yüklük : Yatak, yorgan konan yer Zavrak : Salatalık Zelve : Kağnılarda öküzlerin boynuna geçirilen boyunduruğun çubukları
Köyümüzün Ziyaret Yerleri :
ÇINAR BABA
Köyümüzde varolan ve kutsallık atfedilen bir diğer yerde köyün üst kısmında ormanlık arazideki koca çınar ağacıdır. Eskiden burada adaklar adanır, kurbanlar kesilir, yağmur duasına çıkılır,dilek dilenir, çabut bağlanır ve mumlar yakılırdı, bu adetler zamanla terk edilmiştir. Günümüzde sadece bazı kişiler tarafından bez bağlanıp dilek dilenir ,bazı kişilerde bilinçsizce ağacın gövdesine zarar verircesine yazılar yazmaya başlamışlardır.
Eskiden anlatılan bir rivayete göre birisi bu ağacın yere dökülen yapraklarını toplayıp sakçı yapıp ekmek yapmak ister, ancak evde yangın çıkar ve her şeyini kaybeder, başka bir gün bir başka kişide ağaçtan dal budak kesip eve yakacak için götürür eve vardığında eşinin ve çocuğunun ölüsüyle karşılaşır bu ve buna benzer olaylar arttıkça halkımız buraya saygı ve hürmet gösterip adaklar adamaya başlamıştır. Dibinde akan buz gibi suyuyla piknik amacıyla gelenlere kucak açmaktadır.
SARITAŞ
Köyümüz hudutları içersinde ismini de verdiği sarıtaş mevkiinde öze yakın bir yerlerde son yıllara kadar var olan ancak yol çalışmaları esnasında üzeri kapanan bu sarı taşa dair halk arasında var olan bir inanış ve kutsiyet vardır. son yıllarda unutulmasına rağmen söylence olarak halen varlığını sürdürmektedir. Anlatılanlara ve duyduklarımıza göre çok eskiden bir kimse ev yapmak için araziden taş toplarken bu taşı yerinden sökerek kağnıyla götürüp ev için yaptığı temele koyar. Sabah baktığında taşı yerinde göremez eski yerinde bulur, şaşırır ertesi gün tekrar taşı getirir ancak taşı yine yerinde olmadığını tekrar aynı yerine gittiğini görür komşuları da buna şahit olurlar. Burasının bir ulu zatın kabri olduğuna inanılır. Son yıllara kadar köyde yaşayan halk buraya belirli günlerde mum yakar, taşa niyaz eder, dua ederler, taş çiftler yanındaki çalıya iplik ve bez bağlarlardı. Günümüzde unutulmuş olup sadece mevki ismi olarak yaşamaktadır.
ŞEHİT EVLİYA
Köyümüz hudutları içersinde ismini de verdiği şehitler mevkiindedir. Şehitlerin belde tepenin üzerinde son yıllara kadar dikili bir mezar taşından ibaret olup, 10 yıl kadar önce köyümüz halkından Gazi Öztürk (Emiroğlunun Gazi) tarafından mezar tekrar yaptırılmış ve şehit evliya ibaresi yazdırılmıştır.çok bilinen bir ziyaret olmayıp yaşlı kuşak tarafından bilinmektedir. Burada yatan kişinin Battal gazinin askerlerinden olup savaş esnasında şehit düştüğüne inanılmaktadır.
İBAŞ DEDE
Asıl adı İbrahim olup, halk arasında ibaş dede diye bilinir. Seyyid ali sultan (kızıldeli) evlatlarından olup Eyüboğulları sülalesine mensuptur. Zamanının ünlü dedelerindendir. Köy halkı ve civar köyler tarafından saygıyla anılır. Tarikatta mertebesi üstün olup sayılan ve sevilen bir zattır. 1973 yılında vefat etmiştir.mezarı Aşık İsmailin kabrinin yanı başındadır. Köy sakinleri tarafından mum yakılır dua edilir.
AŞIK İSMAİL YATIRI
Aslen Yozgat'ın Büyük incirli köyündendir. Yaşadığı zaman dilimi tam olarak tarihlendirilememekle birlikte 1900'lü yıllardan önce yaşadığı tahmin edilmektedir. Aşık İsmail küçük yaşlarda iken, Ankara'nın yalıncak köyünden Dedeleri gelir. Dede köyde iken köyde bulunan bir diğer Ocak zade Şeyh Samut evladı Dedenin de bulunduğu muhabbet esnasında demleri biter Samutlu dede küçük yaştaki Aşık İsmail'e elindeki tesbiğini verir ve bizim eve git bunu nişane olarak göster ve bir okka dem alıp gelmesini söyler. Tabi İsmail eve varır tesbiği gösterir ana bacıdan demi alıp döneceği esnada Samutlu dedenin Şirin ismindeki kızını görür ve alnında bulunan nura aşık olur ve oracıkta bayılır (dünyevi bir aşk olmayıp aşkı ilahidir). Kendine geldikten sonra elindeki demle muhabbete nail olur. Demi dedeye sunar ve o ruhu haliyetle bir aşkı ilahi gelir ve şu beyitleri söyler. Aşık İsmail in söylediği ilk deme budur.